St. Bernard denince aklımızda canlanan sahnelerden biri kocaman gövdesi ile çatışan yumuşacık ve masum yüzü, salyaları ve ağırlığıdır muhtemelen. Bir de tabi efsane film Afacan Köpek Beethoven. Aile babasının bir türlü istemediği, güne “salya” ile uyanıp isyan ettiği 1992 yapımı Beethoven ile tanıştık diyebiliriz bu ırkla. Yavrusu ayrı sevimli, yetişkinliği ayrı sevimli. Bu kadar büyük ve hantal olmalarına rağmen bir o kadar da bebeksi yüzleri var. Dünyanın ne büyük köpeklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor St. Bernard. Birçok köpek ırkında olduğu gibi St. Bernard’larda da ırkın kökeni gizemini koruyor diyebiliriz. Eskiden Asya’da yaşayan güçlü ve iri bir köpek ırkı olup soyunun Asya Molosser ırkından geldiği düşünülüyor. Ataları Romalıların İsviçre’yi işgali sırasında Asya kıtasından getirildiği ve burada yerel ırklarla çaprazlanması sonucu türediği söyleniyor. İlerleyen dönemlerde St. Bernard’lar çiftlikleri korumak, hayvanları gütmek ve ağır yükleri çekmek için de kullanılmış. Aradan yıllar geçtikten sonra Archdeacon Bernard de Menthon adında bir darülaceze kuruldu. Bu kurumun amacı dağda mahsur kalan ya da yardıma ihtiyacı olan dağcılara destek olmaktı. 1700’lü yıllara gelindiğinde St. Bernard dağdaki arama kurtarma çalışmalarına katılmaya başladı ve İsviçre Alpleri’nde epey bir isim yaptı kendine. Dağda kaybolanları aramak için artık St. Bernard iyi bir kurtarma köpeği olarak anılmaya başladı. Kapanan yolları ya da kaybolan insanları bulma konusunda oldukça kabiliyetlilerdi bu sayede kısa sürede nam saldılar. Artık darülaceze köpeği olarak anılmaya başlamışlardı ancak birtakım genetik hastalıklar yüzünden sayıları da gün geçtikçe azalmaya başlamıştı. Bunu önlemek ırkın soyunu devam ettirmek için Newfounflands ırkı ile çaprazlama yapıldı ve bu sayede uzun tüylü Saint Bernard ırkı çıktı. Günümüzde Alma kurdu gibi iş köpeği olarak bilinmeye devam etse de müptelaları fazla, yani iş haricinde besleyenlerin de sayısı hatırı sayılır.
ST. Bernard fiziksel özellikleri
Dünyanın en iri köpeklerinden biri. 65 ila 70 cm aralığında yerden yüksekliğe sahip olabilirler. Kiloları ise 85’e kadar çıkabilir. Normal ölçülerde 50 kg ile 80 kg arasındadır. Çok büyük, sağlam ve adaleli bir köpektir. İki türde tüy tipi var; kısa ve uzun. Genellikle beyaz üzerine ten rengi, kızıl ya da kaplan desenlidir. Bazen siyah desenli de olabilir. Yüzü ve kulakları genelde siyahtır. Kış köpeği olarak nitelendirebiliriz bu özelliği ile ayakları kar ve buzda sağlam basmasını sağlayacak şekilde güçlü, kavisli ve büyüktür. Koku alma duyuları çok yüksektir ki bunu kaybolan insanları bulmasından anlayabiliyoruz. Bu arada ilginç olan şu ki gelen fırtına ya da çığa karşı da oldukça hassas yapıdadırlar. Atalarının zamanında dağ köpeği olarak kullanıldığını düşünürsek, genlerden gelen sağlam bir “kurtarma” güdüsü vardır diyebiliriz. Güçlü ve kendi has bir ifadesi olan bir kafa yapısına sahiptir. Burun delikleri açık ve geniştir. Yanakları sarkık, gözleri de hafif baygındır ancak bu zekasını örtmez zira St. Bernard’lar oldukça zeki hayvanlardır. Kuyruğu da dikkat çeken fiziksel özelliklerindendir; ağır ve kuvvetli bir yapıdadır. Bazılarının ucu hafif kıvrık olabilir.
St. Bernard karakter özellikleri
Sanırız koca cüssesine rağmen en arkadaş canlısı ırklardan biridir diyebiliriz. St. Bernard’lar nazik doğalarıyla bilinirler; erişkin olduklarında dahi bu naif tutumlarını korurlar. Ani mod değişimleri ya da duygu durum bozuklukları yaşamazlar, bu anlamda istikrarlı olduklarını söyleyebiliriz. Arkadaş canlısı olsa da yılışık bir ırk değildir. Yani oturma odasında sizinle bir arada durmak isteyebilir ancak bir Cocker gibi üzerinize atlamaz. Kendine has bir duruşu vardır, kendini sevdirme derdinde değildir. İlgi üzerine toplansın istemez ancak herkese çok sevecendir. Şüpheci, saldırgan tarafları yoktur. İnsan canlısı oluşu onu iyi bir koruma köpeği yapamaz belki ancak kuvvetli sezileri ile başınıza gelebilecek tehlikeleri ve kişileri sezip sizi koruyabilir. Genelde korku ya da utangaçlık gibi problemleri olabilir ki bu da iri cüssesiyle tezat düşen özelliklerindendir. Nadiren agresifleşirler. Havlamaya kira isterler desek yeri, havlamayı sevmezler yani. Çok nadir ses çıkarırlar ondan da zaten çok kalın ve korkutucu bir havlama sesi duyulur ki bu da iyi bir caydırıcıdır. St. Bernard’ların çocuklarla arası Afacan Köpek Beethoven’daki gibidir; yani oldukça iyidir. Erken yaşta eğitim aldırılırsa ve özellikle sosyalleşme anlamında iyi yetiştirildikten sonra zaten iyi olan pek çok huyu daha da iyi olur. Çocuklara karşı çok daha kibardırlar. Diğer hayvanlarla da arası iyidir. Genellikle aynı ırka sahip köpekler birbiri ile anlaşamaz ve o buluşmadan mutlaka bir harp çıkar. Ancak St. Bernard’larda durum böyle değildir, kendi ırkıyla da iyi anlaşır bazen nadiren sorun olabilir ama devamlı değil, nadiren.
St. Bernard eğitimi
Şunu bilmeniz gerekir ki St. Bernard’lar bir nevi pandadır. Yerlerde yuvarlanmayı sever, kendini kirletir. Oyunlar oynar, kar çamur demez. Toprağı kazar, kendini yerden yere atar ve tabiri caizse dünyanın isini pisini alır evinize getirir. Eğer çok titiz biriyseniz St. Bernard sizin için doğru bir seçim olmayabilir. Ayrıca salya saçma, horlama gibi huyları da olabilir. Haftada bir kere yıkamak, ölü tüylerin alınması için yeterlidir. Ölü tüyler alındıktan sonra daha parlak ve bakımlı görünür. Banyo sadece gerektiğinde yaptırılmalı ve özellikle gözler enfeksiyon riskine karşı kontrol altına alınmalı. Kulaklarının temiz tutulması da önemli. Ne yazık ki uzun ömürlü hayvanlar değildirler, 8 ila 10 yıl arasında yaşarlar. Düzenli egzersiz ve uygun beslenme programı olmalıdır çünkü obezite onlar için ciddi bir tehlikedir. Bu arada St. Bernard’larda dikkat edilmesi gereken bir başka konu da kulaklarıdır. Özellikle kulak kirlerine karşı dikkatli olun. Kulakları ve gözleri hassas noktalarındandır.
St. Bernard beslenmesi
Yaşına uygun, tüm besleyici öğeleri içeren mamalarla beslenmelidir. Yemek artıkları sindirim sisteminde sorunlara yol açabilir. Bu nedenle mama alışkanlığı kazanmışsa, düzenini bozmamak iyi olacaktır. Özellikle pişmiş kemiklerden ve yüksek yağ içeren gıdalardan kaçınmanızda yarar var. Köpekler için üretilen kuru mama taneciklerini ya da ödül bisküvilerini eğitim sırasında ödül maması olarak verebilirsiniz. Suyunu hep taze tutmaya gayret edin.
ST. Bernard’lar boyunlarında ne taşır?
Özellikle resmedilmiş ya da minyatür heykeli yapılmış çoğu St. Bernard portesinde dikkatinizi çeken detaylardan biri boyundaki minik fıçıdır. Şehir efsaneleri çoktur; dağlarda arama kurtarma köpeği olarak görev yaptığından içinde içecek bir şey olduğu öne sürülür. St. Bernard’ın boyunlarında konyak fıçısı taşıması tamamen turistlerin etkilendiği bir hikâye olup gerçekle ilgisi yoktur. Resmedilen budur ama gerçek bu değildir.
St. Bernard’larda sık görülen hastalıklar
- Mide büyümesi: Çok yeme eğilimlerinden kaynaklanan mide büyümesi görülebilir. Bunun için düzenli ve sağlıklı bir beslenme rutini oluşturulmalı ve yukarıda değindiğimiz gibi pişmiş kemik, evde yapılan yemek artıkları vb. gibi yiyeceklerin verilmesi önlenmelidir.
- Sıcak alerjisi: Dediğimiz gibi St. Bernard’ların sıcakla arası pek iyi değildir. Kalın kürkü ve hantal yapısı gereği sıcağı sevmezler. Bu nedenle aşırı sıcaklarda bazı cinslerde sıcak alerjisi görülebilir.
- Kalça-dirsek çıkığı: St. Bernard’larda sık rastlanan bir sağlık sorunudur.
Bunların yanı sıra aşağıdaki rahatsızlıklar da görülebilir;
- Kardiyomiyopati
- Diyabet
- Servikal vertebral instabilite
- Distikiyaz
St. Bernard egzersiz yapmalı mıdır?
Büyük ve güçlü köpekler olmalarına rağmen, enerji seviyeleri çok yüksek sayılmaz. Günlük uzun bir yürüyüş ve yarım saatlik bir oyun seansı günlük egzersizler için yeterli olacaktır. Uzun ve sert koşular için pek uygun olmasa da doğa yürüyüşlerinde size eşlik edebilirler. Bu arada bu yürüyüşler sırasında tüylerinin içine ot girebilir, bu nedenle her aktiviteden sonra tüylerinin arasını kontrol etmenizde yarar var.