Yazımız hakkında detaylı bilgiye geçmeden önce kurmamız gereken net bir cümle var; “ömür boyu bakmayacağınız köpeği sahiplenmeyin!”. Köpek sahiplenmek dünyanın en güzel duygularından biridir. Yalnız, terk edilmiş ve mutsuz geçirdiği gecelerden sonra birileri tarafından sevilmek, değer görmek bir köpeğe verilebilecek en büyük hediyedir. İlk başta köpek sahiplenme fikri cazip gelebilir; neticede köpek sevginize eminsinizdir. Fakat sonra beklenmedik durumlar karşısında siz de o girdapta kendinizi bulabilirsiniz. Sonra “köpeğimi verdim çok üzgünüm” dememek için en başta plana katılması gereken şeyler vardır. Her yazımızda söylediğimiz gibi köpek sahibi olmak için sevgi yeterli değildir. Evet, sevgi her kapıyı açan en güçlü anahtardır ancak köpekler sevginin yanı sıra iyi bir bakıma da ihtiyaç duyarlar. Veteriner kontrolünden, aşı takvimine, periyodik aralıklarla yapılması gereken check-up kontörlünden, kaliteli mamasına ve hatta ödül mamasına kadar ilerleyen ve farklı kalemleri olan bir iştir köpek bakımı. Köpek bakımı aynı zamanda maliyetli de bir iştir. Çünkü köpekler, köpek mamasına ihtiyaç duyarlar ve kaliteli köpek mamaları da ay sonunda ciddi bir masraf kalemi olur. Göz kontrolü, diş kontrolü, aşı takvimi derken günün sonunda masraflar da çeşitlenerek artabilir. Özellikle şunu belirtmek gerekir ki bir köpeğe eğer her türlü şartta iyi bir şekilde bakabileceksek evet, köpek sahiplenmen dünyanın en güzel hislerinden biridir. Bazen köpekleri sahiplenip, sonradan vazgeçenler de oluyor. Bu durumun çeşitli nedenleri olabiliyor. Elbette herkesin kararına ve yaşamına saygı göstermek gerekir çünkü hayatta bazen hesapta olmayan işlerle tüm düzen bozulabiliyor. Sahip değiştiren köpek psikolojisine geçmeden önce köpeklerin genelde neden terk edildiğine kısaca değinelim.
Köpekler neden terk edilir?
Köpekleri terk eden insanların bahaneleri ya da gerekçeleri genellikle aynı oluyor. Elbette sağlık ve benzeri durumlar değil kastımız çünkü o zaman terk edilme değil mecburiyet doğuyor. Bu noktada köpekleriyle çok dramatik bir şekilde vedalaşmak zorunda kalan insanlara da saygı duymak gerekiyor. Çünkü bahane değil mecburiyet ne yazık ki insanı pek çok şeye sevk edebiliyor. Köpekler neden terk edilir sorusunun yanıtı ile devam edelim. Evet, genelde gerekçeler aynı olur. Bunlardan birkaçından bahsedelim. Başka bir şehre ya da ülkeye taşınırken köpekler hesaba katılmayabilir. Sanki ailenin bir üyesi değilmiş gibi onlar olmadan plan yapılabiliyor. Tıbbı giderlerin yüksek olması da terk etme bahanelerinden biri olabiliyor. Özellikle hasta köpekler, tıbbı giderlerinden ötürü sahipleri tarafından terk edilebiliyor. Bir diğer sorun yeni ev sahibinin köpeği kabul etmemesi oluyor. Başka bir ev bulmak yerine de köpekten vazgeçiyorlar. Köpekler, karakterleri olan canlılardır. Her köpek ısırmadığı gibi her köpek sempatik de olmayabilir. Tıpkı bizler gibi köpeklerin de bir karakteri, huyu ve duruşu vardır. Agresif köpekler sahiplerine ya da yabancılara kimi zaman zarar verebilirler, bu doğru. Ancak agresif olmaları terk edilme nedenleri midir işte bu tartışılır! Agresif olduğu için terk edilen onlarca köpek var ne yazık ki. Bir diğer neden ise köpek sahibinin birtakım kişisel sorunları olabilir ki bu noktada herkesin hayatına saygı duymak gerekir. Hamilelik ya da doğum, eşyalara zarar verme, evdeki diğer hayvanlarla anlaşamama, eve alışamama, bakım giderlerinin fazla olması gibi nedenlerden dolayı ne yazık ki pek çok köpek sahibi tarafından terk ediliyor. Bu terk ediliş ise köpeklerde depresyona ve hatta hayat kaybına kadar ilerleyebiliyor. Köpeklerde terk edilme hissi, onların hayatlarını kaybetmelerine bile neden olabilir.
Terk edilen köpek psikolojisi
Köpekleri barınağa, sokağa ya da başka bir eve vermek bir şeyi değiştirmez çünkü duygu anlamında hepsi aynıdır; terk edilme. Köpek nereye terk edilirse edilsin bu duygu onunla yaşamaya devam edecektir. Kendine tamamen güveni gidebilir ve içine kapanabilir. Başkalarına “ya o da beni terk ederse” düşüncesiyle mesafeli yaklaşabilir ve kimseye güvenmeyebilir. Korku yaşayabilir ki bu korku onu insanlardan uzaklaştırır. Siz arkanızı dönüp gidersiniz ancak arkanızda duygusal anlamda çökmüş bir canlı bırakırsınız. Köpekler insanlarla derin bağ kurabilen canlılardır. Sahiplerini benimser, vaktini onlarla geçirir. Sahibi hasta olduğunda günlerce başından ayrılmaz. Hatta sahibi öldüğünde kendi de bu yası tutar. Bazı köpekler terk edildiklerinde yemeden içmeden kesilebilir, kendini yalnız hissettiği için depresyona girebilir. Köpeklerde depresyon, üzerinde ciddi anlamda durulması gereken bir konudur çünkü stres onların hayatlarını kaybetmelerine bile neden olabilir. Terk edilen köpeklerde acı genelde şu şekilde tanımlanır; havlama ya da ağlama, mutsuzluk ve yemeden içmeden kesilme. Terk edilen köpeklerde stres hormonu olarak bilinen kortizol seviyesi ciddi oranda artar ve bu artış bağışıklık sistemlerini olumsuz etkiler. Bağışıklık sisteminin çökmesiyle birlikte hastalıklara daha açık hale gelir. Günün sonunda önce mutsuz olur sonra sağlığını ve hatta yaşamını bile kaybedebilir. Terk edilen köpekler yeni bir yuva bulsa bile bu mutsuzluk devam edebilir. Yazımızın başında da söylediğimiz gibi eğer ömür boyu bir köpeğe bakamayacaksanız o halde sahiplenmeyin. Çünkü terk edilmek, köpeğinizde açacağınız ve kapanmayacak en büyük yaralardan biri olacaktır.
Terk edilmiş köpeğe nasıl davranmak gerekir?
Bir de işin diğer tarafına bakalım; terk eden siz değilsiniz ancak sahiplenen sizsiniz. Sahibi tarafından terk edilmiş bir köpeği sahiplendiyseniz onun bir takım travmalarına da daima hoşgörüyle yaklaşmanız gerekir. Bir önceki sahibinden dolayı insanlara olan güvenini yitirmiş bir canlı var karşınızda. Size yeniden güvenmesi zaman alacaktır. Bu noktada daima hoşgörülü olmanız gerekir. Önünüzde uzun bir süreç vardır. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken birkaç şey vardır.
1 - Daima sabırlı olun!
Henüz evinizi, sizi, kurallarınızı, düzeninizi bilmiyor. Dahası, mutsuz bir psikoloji ile yepyeni bir dünyaya adım atıyor. Haliyle endişeleri, korkuları ve bazı yanlışları olabilir. Ona sonsuz sabır gösterin; bağırmayın, kızmayın. Terbiye etmek için uzunca zamanınız olacaktır zaten. İlk günden ona eğitim vermeye çalışırken yüksek sesle konuşmayın. Daima sevgi ile yaklaşın ki size alışması hızlansın.
2 - Diktelerde bulunmayın!
Evi öğrenecektir. Nereye girmemesi gerektiğini, nerelerin yasak olduğunu, nereye dokunmaması gerektiğini… Her şeyi zaman içerisinde öğrenecektir zaten. Bu sürede ona sert komutlar vermeyin, bağırarak konuşmayın ya da yaptığı bir hatadan dolayı ona masum bile olsa ceza vermeyin.
3 - Evin içinde dolaşmasına izin verin!
Onu gelir gelmez bir yere koymayın, bırakın evi tanısın, evin içinde dolaşsın. Evi tanıdıkça, sizi tanıdıkça güven duygusu daha da gelişecektir.
Şunu unutmayın ki karşınızda terk edilmiş, hayal kırıklığına uğramış ve güven duygusu bir hayli zedelenmiş bir canlı var. Duygularını ne kadar iyi anlayıp empati kurarsanız, günün sonunda sevgi yine galip gelecektir. Bu noktada size çok iş düşüyor; onu anlayıp, sevip, değer verdikçe karşılığını kısa sürede alacaksınız. Terk edilen köpek sahiplenmek, bir canlıya yapacağınız en büyük iyiliklerden biridir.